Dijitalleşme çağı, tüm sektörleri olduğu gibi konaklama sektörünü de etkiliyor. Uber nasıl tek bir araba sahibi olmadan taksicilik endüstrisi karşısındaki en büyük tehdit haline geldiyse, Airbnb de tek bir otel sahibi olmadan otelcilik sektörünün korkulu rüyası olmayı başardı. İşte Airbnb ile rekabet etmenizi sağlayacak 3 şey…
Alternatif konaklama platformu Airbnb, müthiş bir hızla büyümeye devam ediyor. Seyahat sektörüne teknoloji hizmetleri sunan CVENT’in Kıdemli İçerik Pazarlama Yöneticisi Anderson Conte, otelcilerin Airbnb’nin kullanıcı deneyimi politikalarından öğrenmesi gereken 3 şeyi kaleme aldı.
Conte’nin makalesini sizlerle paylaşıyoruz:
”Konaklama sektörünün başta Airbnb olmak üzere alternatif konaklama platformlarıyla başı dertte. Bu rekabetin en can alıcı kısmı ise bu defa rakibinizin alışkın olduğunuz gibi diğer oteller olmaması. Airbnb’nin bu hızda büyümesinin başlıca sebebi gezginlerin çağımızda seyahatleri de dahil olmak üzere pek çok kararı kendilerinin yönetmeye başlaması. Başta milenyum kuşağı (millennials) olmak üzere, seyahatçiler artık ‘standart’ bir hizmet alacaklarından emin oldukları otellere para harcamak istemiyor. Airbnb de, bu eğilimden faydalanarak hizmetlerinin en önemli özelliği olan ‘benzersizliğini’ avantaja dönüştürüyor ve konaklama sektörünü yeni baştan tanımlıyor.
Ancak, bu kaybedilmeye mahkum bir savaş değil: Bu büyüyen devin sektörü darmadağın etmesini önlemek için Airbnb’nden öğrenebileceğiniz çok önemli kullanıcı deneyimi taktikleri var. Bunların en önemli 3 tanesini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Cazip bir online profille görünürlüğünüzü artırın
Airbnb, kullanıcılarına potansiyel destinasyonlara dair çok geniş bir veritabanı sunuyor ve kullanıcılar, kişisel ihtiyaçlarına göre bu verileri sınıflandırabiliyor. Airbnb’de bulunan her ilan, oldukça etkileyici fotoğraflar ve detaylı bilgilerle geniş bir hedef kitleye tanıtılıyor. Her ilanın altında bulunan tarafsız kullanıcı yorumları, hem ev sahipleri hem de misafirler açısından tam şeffaflık sağlayarak güvenlik ve maddi konulardaki soru işaretlerini sürecin başında yok ediyor.
Oteller de, Aibnb’nin bu politikasını benimseyerek işletmelerine dair çekici bir online profil oluşturabilir. Otelinizin TripAdvisor ve benzeri platformlarda tanıtıldığından emin olun. Otelinizi vitrine çıkartırken güncel ve etkileyici fotoğraflara ve detaylı açıklamalara yer vermeyi unutmayın. Ayrıca misafirleriniz tarafından üretilen fotoğraf, sosyal medya paylaşımı gibi içerikleri de kullanmanız faydalı olacaktır. Bu tarz içerikler hem şeffaflığı artırır, hem de potansiyel misafirlerize daha samimi bir bakış açısı sunabilir. Online görünürlük yaratmak ve bu varlığınızı güncel tutmak, otelinizi tatil planlarını yapanların aklına yerleştirecektir.
2. Kişiselleştirilmiş seyahat deneyimi
Airbnb’yi kullanan ev sahipleri, deneyimin merkezine misafirlerini koyarak misafirlerin konaklama koşullarını değiştirmesine çoğunlukla izin veriyor.
Günümüzün seyahatçileri, tatillerinin her aşamasında benzersiz deneyimleri kovalıyor. Yahoo tarafınan yapılan bir araştırma, insanların yüzde 78’inin tüm tüketimlerinde kişiselleştirilmiş ürünleri tercih ettiğini ortaya koyuyor. Oteller ise çoğunlukla geniş kitlelere hitap eden hizmetler belirleyip bunları tüm müşterilerine sunmayı tercih ediyor.
Ancak, oteller de Airbnb ev sahipleri gibi yaratıcılıklarını kullanarak benzersiz deneyimler sunma şansına sahip.
Örneğin, misafirleriniz için bisikletler alıp şehri keşfetmelerini sağlayabilir ya da odalarda bölgeye özel kahveler ya da yiyecekler sunabilirsiniz. Ayrıca, misafirlerinizle geleneksel turistik bölgeler dışında kendilerini gerçekten şehrin sakini gibi hissedecekleri özel aktiviteler düzenleyebilirsiniz. Neredeyse tüm oteller kalıplaşmış aktivitelere sahip olduğundan, bu alanlarda öne çıkmak çok da zor olamayacaktır.
3. Değeri maksimize edin
Müşterileriniz paralarının karşılığını almak ister. Bu, her zaman ‘daha ucuz olmak’ anlamına gelmek zorunda değil. Airbnb’nin başarılı olduğu alanlardan biri de çok geniş bir fiyat aralığına sahip olması. Siz de tıpkı ev sahipleri gibi çatı katında havuz ya da jakuzi, odaya özel şampanya gibi müşterilerinize kendini özel hissettirecek hizmetler sunabilirsiniz.
Daha yüksek fiyatlara sahip oteller, bu koşullarla, belli bir ücreti ödeyen misafirlerine sınırsız spa girişi, elit müşterilere özel ‘happy hour’ gibi hizmetler aracılığıyla kolaylıkla rekabet edebilir.
Ancak her otel atacağı küçük adımlarla misafirlerini bu değer verilmişlik duygusunu hissettirebilir. Tek yapmanız gereken yaratıcılığın sınırlarını biraz zorlamak…”
Kaynak: www.turizmguncel.com
